Antalya, 24 Ekim tarihinde gerçekleşen beklenmedik bir dolu fırtınası ile sarsıldı. 45 dakika boyunca etkisini sürdüren dolu, hayatı adeta felç etti. Şehir halkı, bu doğal afetin getirdiği zararın yanı sıra, yaşadıkları korku dolu anları ve kayıplarını gözyaşları içinde anlattı. Dolu yağışı, özellikle tarım arazilerini büyük ölçüde etkileyerek çiftçileri zor durumda bıraktı, ayrıca sokakta yürüyen insanlar için de tehlikeli anlara sahne oldu.
Dolu yağışı, aniden bastırarak herkesin hazırlıksız yakalandığı bir doğa olayı oldu. Meteoroloji Genel Müdürlüğü'nün önceden uyardığı ancak tam olarak beklenmeyen bu felaket, özellikle kentin kırsal kesimlerinde büyük hasara yol açtı. Yaklaşık yarım saat süren dolu yağışı, birçok çatının çökmesine, araçların camlarının kırılmasına ve tarım alanlarının tahrip olmasına sebep oldu. Bazı yerlerde dolu tanelerinin boyutu neredeyse yumruk büyüklüğüne ulaştı ve bu da dayanılmaz zararların önünü açtı.
Felaketten en çok etkilenenler arasında çiftçiler yer aldı. Sık sık doğal afetlere maruz kalan Antalya'nın tarım arazilerinde kayıplar büyük oldu. Dolu yağışı sonrası olumsuz hava koşulları nedeniyle tarlalarda hasat zamanı gelen ürünler yıkım yaşadı. Bir çiftçi, “Tarlamda 20 dönümlük alanda işlediğim ürünler, bu dolu yüzünden hepsi mahvoldu. Bir yıl boyunca emek verdik, şimdi ne yapacağımızı bilmiyoruz” diyerek yaşadığı çaresizliği aktardı. Diğer yandan, dolu sonrası sokaklarda yürüyen vatandaşlar da felaketten nasibini aldı. Birçok kişi, ciddi şekilde yaralanmalarla olay yerini terk etti veya kaza geçirdi.
Bu doğal afetten hemen sonra, Antalya Valiliği çeşitli yardım kampanyaları başlatma kararı aldı. Yaralıların hastanelere sevki gerçekleştirilirken, şehrin çeşitli noktalarında kriz masaları oluşturuldu. Bu süreç, halkın dayanışma içinde olmasını sağlarken, belediye ekipleri de hızlı bir şekilde hasar gören yerleri onarmaya başladı. Henüz maddi hasar miktarı kesin olarak belirlenmese de, kentin birçok noktası için kayıpların milyonlarca lirayı bulduğu ifade ediliyor.
Antalya’da yaşanan bu dolu felaketi, sadece bir doğal afet olmanın ötesinde, şehirdeki yaşam düzenini de tehdit eden bir durum olarak kayıtlara geçti. Gözyaşlarıyla dolu anlar, halk arasında birbirine umut verme ve dayanışma çağrıları yapma fırsatlarını da beraberinde getirdi. İnsani değerlerin ön plana çıktığı bu süreçte, birçok vatandaş birbirine yardım etmek için seferber oldu. Özellikle sosyal medya üzerinden yardım kampanyaları düzenlenmekte ve birçok kişi elinden geleni yapmaya çalışmaktadır.
Sonuç olarak, Antalya'da yaşanan bu dolu felaketi, doğanın gücünü bir kez daha gözler önüne sererken, toplumun dayanışma ruhunu da pekiştirdi. Kırılan hayaller, yıkılan tarım arazileri ve yaralıların verdiği mücadele, bu doğal afetten sonraki en önemli hatırlatıcı olacak. Şimdi, şehir halkı yaralarını sarmaya çalışırken, kentin zarar gören bölgelerinde nasıl bir yapılanma ile yeniden inşa edileceği merak edilmektedir.