İlçemizde her yazın habercisi olarak bilinen Yusuf Dayı'nın leyleği "Bilal", bu yıl da bahara merhaba demek için geri döndü. Uzun ve soğuk kış günlerinin ardından, doğanın uyanışıyla birlikte yerleşim yerlerinin üstünde hafif hafif uçan bu zarif kuş, birçok kişinin hayatında önemli bir yere sahip. Yusuf Dayı'nın hikayesi ve "Bilal" leyleği, kaç yıl geçmiş olursa olsun yerel halkın hafızasında taptaze kalmayı başarıyor. Renkli ve sıcak bir yaz mevsimini müjdeleyen bu leylek, bir sembol haline geldi.
Yusuf Dayı, kendi bahçesinin köşesinde bir çardak altında otururken, geleneksel olarak "Bilal"ı bekliyor. 20 yılı aşkın süredir bu geleneği sürdüren Yusuf Dayı, leyleğin her yıl kendine ait yuvaya dönmesi sayesinde baharın gelişini müjdelediğini belirtiyor. “Bilal, benim için sadece bir kuş değil; arkadaşım, ailem gibi,” diyerek duygu dolu bir ifadeyle anlattığı hikayesinde, ilk geldiği günü nasıl hatırladığını anlatıyor.
Yıllar içerisinde ilçenin simgelerinden biri haline gelen "Bilal", çocukluğundan beri Yusuf Dayı'nın hayatına dokunan özel bir figür. Her yıl mart ayının ortalarında göç ederek gelen bu leylek, taşımış olduğu hikaye ile birlikte minik çocuklardan yaşlı insanlara kadar herkesin sevgisini kazanmış durumda. "Yavru leylekleri" ile birlikte döndüğünde ise, katılımcılarına neşe ve mutluluk getiriyor. Çocuklar, canlı gözleri ve sevimli hallerinin yanında, Bilal’in evliliği ve yavruları hakkında hayal kurmayı çok seviyorlar.
Yusuf Dayı’nın leyleği Bilal, sadece yerel halkın değil, aynı zamanda dışarıdan gelen ziyaretçilerin de ilgisini çekiyor. Her yıl binlerce yerli ve yabancı turist, leyleği görmek için ilçeyi ziyaret ediyor. Fotoğraf makineleri, telefonlar ve selfie çubukları ile donanmış ziyaretçiler, bu özel anı kaydetmek için sıraya giriyor. Bu durum, ilçemizin turizm açısından da canlanmasına katkıda bulunuyor. Yol boyunca muhteşem manzaralar eşliğinde yürüyüş yapan ziyaretçiler, Yusuf Dayı'nın bahçesine ulaştıklarında "Bilal"ı görmek için sabırsızlanıyor.
Yusuf Dayı, “Her yıl leyleğimizi görmek için gelen insanlardan çok memnunuz. Onların mutluluğu, benim mutluluğumdur. Bu geleneği yaşatmak ve Bilal’ı korumak için elimizden geleni yapıyoruz,” diyerek, geleneksel dostlukların önemini vurguluyor. Leyleğin olduğu yer, sadece bir doğal yaşam alanı değil, aynı zamanda insanları buluşturan bir sosyal ortam haline geliyor.
Kısacası, bu yıl da hayvanların ve insanların birbirine olan bağı bir kez daha gün yüzüne çıkıyor. Leylek "Bilal", sadece bir kuş olarak değil, sevgi, dostluk ve birlikteliğin sembolü olarak tüm ruhu ve sıcaklığıyla karşımıza çıkıyor. Hatıra defterine yazılan yeni anılar, yeni gelenekler ve hep birlikte yaşanan güzel anlar ile bu geleneği yaşatmanın heyecanı içindeyiz. Leyleklerin göç hikayeleri, bizlere yaşamın ne kadar değerli olduğunu ve doğanın döngüsünün ne denli önemli olduğunu hatırlatıyor. İşte bu yüzden, "Bilal" ile birlikte her bahar, yeniden doğuşun habercisi oluyor.